Wednesday, 2 February 2011

bu blog kendini imha etmiştir

bir önceki yazımda dostlara, arkadaşlara teşekkür ettim bugüne kadar yanımda oldukları için. bugünden sonra da yola yalnız devam etme kararı aldım. hayatımdaki herkesin gittiği, sıfır kilometre bir yol istiyorum bundan böyle. nilgün'ün 'savrulan beden'de dediği gibi "dost, ana baba ve hiçbir umudu düşünmeden / kesmeliyim soluğunu doğmuş olmanın." öyle değil. ölmek istediğim yok. hiçbir şeyi düşünmeden, hiç kimse için kaygılanmadan yaşamak istiyorum. bu hayatta kim umursuyor beni bilmiyorum. umursanmanın ne faydası varsa bana sormayın onu da. sürekli kuran okuyup öleceği zaman için kıçını yırtan bir anne ve aciz bir babanın yükünü istemiyorum. öldüğüm zaman her şey bitecek. bunların hiçbir anlamı kalmayacak. sona yaklaşırken yerimde debelenmek, debelendikçe de dibe gitmek istemiyorum. hiçbirinizin beni anlamasını beklediğim için yazmıyorum. buraya kadar okuduysanız kapatın hatta sayfayı. gelmeseniz de olur buraya, okumasanız da. şu an sadece yazmak istiyorum. bağıra bağıra küfür edeceğime komşuların duyacağı şekilde, buraya yazayım diyorum, yazıyorum.




muhtemelen bundan sonra uzunca bir süre yazmayacağım. insanlar çok yorucu. msn'e girmeyi de düşünmüyorum pek. facebook? oyunlarımı oynarım, dokunmam başka bir şeye. telefonlara çıkacağımı da sanmıyorum uzunca bir süre. (arayın, sorun diye yazmıyorum. öldüm sanmayın, bilin dostlar.) zaten deliliğin eşiğinde bale yapıyorum, ayağım kayar düşerim belki..


buralardan gideceğim günün hayalini kuruyorum. inanmasam da bir gün gidebilirim belki diye dişimi sıkıyorum. gitmeye bir yerden başlamak gerek artık. son bir mesajla bitireyim cem'den:


"gitmek yenilmek değil
kazanmak da
gitmek, gitmektir işte
hepsi bu"