Friday 25 September 2009

kelimelerin arasındaki yolculuk

sonra bütün kaybedenlerin ve küçük kahramanların yaşadığı yere döndüm kendi küçük kahramanımı ve kaybedenimi bulmak için. derin manalı uzun cümleler bekleme. bu kelimelerin arasındaki bir yolculuktu. ben mi? ben deliyim.

orda beni korkutan ani gölgelerle tanıştım. dalgaların arasındaki kuleler gibi görünüp kayboluyorlardı. yürümeye devam ettim ve istismarın iğrenç yaratıklarını gördüm. bazıları bir adamı sertçe yalıyordu. adam o kadar solgundu ki parmağını kımıldatmaya hali yoktu. ondan sonra görkemli bir yaratığa rasladım, gördüğüm en güzel şeydi. bir başka adama merhametle bakıyordui ama adam acı çekiyordu. bunu görebiliyordum. adama dokunduğunda, teninde yaralar açıyordu. onu şefkatle öptüğünde, havadaki kanı koklayabiliyordum. garip olan, adam bu durumdan memnun görünüyordu. işkence gibi görünen tek şey, adamın eli kalbinin üstündeydi.

karanlık koridorlardan ve kokuşmuş ağaçlıklardan geçtim. orda, bir bataklığın ortasında paslı zırhların içinde iki adamla karşılaştım. onlara bu lanet olası cehennemde ne yaptıklarını sordum. bana hayatın kaybedenleri olduklarını söylediler, ama kalplerinde biraz umut saklamışlar. ve sonunda birbirlerini bulmuşlar, iki eski şovalye, iki sağ kalan, iki kaybeden. bundan sonra kendi hayatlarının kahramanları olmak için birbirlerine tutunmuşlar.

not: bu hikaye 16 eylül tarihli ingilizce hikayemin çevirisidir.

No comments: