Thursday 25 November 2010

aps anıları (mim)

dün gece dişimi fırçalarken gecenin bir körüydü. öyle aynaya bakarken anılarımız hakkında düşündüm, hatıralar hakkında düşündüm. bir çöpe nasıl anlamlar yüklediğimizi vesaire. evin baş köşesinde, kurşun geçirmez cam bir kafeste saklamasak da 'orada bir yerde' duran eşyaların anlamsızlığı geldi aklıma. öyle birden bire parladı öblek suratıma bakarken, ağzımda kudurmuşum gibi köpüren köpükle birlikte.

ölesiye anlamlar yüklüyoruz ya bazen, gözümüze bile belletmeden gözümüz gibi sakınıyoruz bazı eşyaları.. hayatımızın önceki çağlarından kalma antikalar.. ilk çağdan kalma höyüklerimizden çıkan o işe yaramaz testiler, çanaklar, takılar.. ne kadar da dekoratif.. evet, dekoratif. o eşyaların hiçbiri saklanmak için yapılmadı, onlar hiç öyle işlevsiz kalmadılar. bizse kalkmış çok matahmışız gibi onlara anlamlar yüklüyoruz ve saklıyoruz. sanki o anlam yüklerini eşyaya nakledince bizde hafifliyor her biri.

dolabımda eski, sarı ve plastik bir aps kutusu var. içinde fotoğraflar, küçük kurşun askerler, eski paralar, mektuplar ve daha başka ıvır zıvır var. her birinin ayrı anıları var. arada açıp, döküp basit hayatımın anılarını kazıyorum. öyle ki hatırlamak istemediklerimi hızlıca çıkartıp üzerini başka anı parçalarıyla gömüyorum. sonra aynı şekilde kutuya geri gömüyorum.

dün gece dişimi fırçalarken aklımdan ne geçiyordu da anılar hakkında düşündüm bilmiyorum. istedim ki eşyaları atalım ve bütün anılarımızı kafamızın içinde saklayalım. ışığı görecekleri zaman gelecek bilinç yüzeyinde. karanlıkta da kalacaklar. ama en güzel şekilde, ihtiyaç duyuldukları zaman gelecekler hatırımıza.

dün gece dişimi fırçalamadan saatler önce bir mim fenalığı salalıım dedik blog alemine. belki daha önce de yayıldı bu konuda mim dalgası, olsun. şimdi sizden anılarınızla, anılarınızın değeriyle ve onları yüklediğiniz eşyalarla ilgili bir yazı yazmanızı istiyorum dostlarım. işte virüsümü bulaştırdığım kıymetliler:

zuihutsu
pandora
aynadaki aksim
beenmaya
aydan atlayan kedi

21/11/10

16 comments:

Karōshi said...

bu mim yazın çıkmadan az evvel Pandora en doğalından yaşattı bize "anıyı".. hiç bilmeden.. hiç okumadan bunu.. hayat tuhaf ve evet acı.. sen varsın ben varım.. ama şimdilik. can dostum benim..

Ozan Kayra said...

bizler anı değiliz zui. hiç anı olmayalım da birbirimiz için. pandora da anı olamayacağını gösterdi zaten öncesinden mimini yazıp.. =)

Karōshi said...

Güzel olanından olsak ya da.. anı, anmak demek zaten.. andığımız zaman illa bitmiş olanın olduğu zaman dilimi olmak zorunda değil haklısın bu anlamda..

Ozan Kayra said...

anmalıklarımızı biriktirelim o zaman, yaşlanıp biriktiremeyince cepten yeriz.. =))

Karōshi said...

Ben yapıyorum Ozan'cım. Ne de olsa en yaşlılar en çok biriktirenlerdir.. Ben de her şeyin kopyası var.. aslını kaybedersek diye saklıyorum.

Ozan Kayra said...

gerektiğinde senden fotokopi çektirebilirim yani.. iyi.. (tam öğrenci muhabbetine çevirdim hea)

Aynadaki Aksim said...

yine mükemmel bir kalp esintisini fitilledik, mutluyuz, huzurluyuz. :)

Ozan Kayra said...

fitilimiz bol olsun.. =)

beenmaya said...

anı değil de "an" olalım biz hep. bittiğinde hemen yeniden başlayan ve hep devam eden...

bu arada mim manyağı yaptınız beni yahu ve 8 değil 9 oldu bu canım yanlış saymışım ben yatıp kalkıp mim yazmalıyım artıkın ahhh sabahlar olmasınnnn :)))

Ozan Kayra said...

iyi bir planlamayla 1, bilemedin 2 ayda biter hepsi cicim =))

an cicim, cicim an'ım =)

Anonymous said...

bazen o ''işe yaramaz'' eşyaları görünce içime bir korku düşüyor, bir iş görmedikleri hâlde fazla anlam taşımalarından olabilir, ya da kafamın eskiye takılı kalıp anı kaçıracağı olasılığını hissediyor olabilirim. :)

Ozan Kayra said...

sevgili gümüşdiken, sen yaşıyor musun? =)

an'a bir tutam anı eklersen kıvamı tutar, lezzeti artar.. yersen.. =))

Müge said...

İlk defa bir mimin çıktığı kişi ve yazıyı görme şerefine nail olmaktan dolayı mutlu ve şaşkınım :p

Bu benim için büyük bir an ve anı olacağından, bu yazıyı basıp, saklayıp, anneannemden hatıra kalan kutuya koyacağım :)))
Fotokopisini istersen, sana da çekebilirim :p

Bugün dişle ilgili ikinci yazı bu. Nelere kadirmiş benim ekmek teknem :))

Ozan Kayra said...

ihya ettin beni yahu =) çek fotokopisini bana da, postala sonra =)
dişçiler garipler.. lisedeyken bir dişçi mahvetmişti beni. hala onun şaşkınlığını yaşar dururum.. =p

beenmaya said...

yok artık dediğini duyar gibiyim ama aynen öyle valla. daha yeni yazdım ve yayınladım mimini blogda maşallah bana :)))

http://beenmaya.blogspot.com/2011/06/fotograf.html

Ozan Kayra said...

ben ne diyim sana can ciğer kuzu sarması.. =))