Wednesday 29 December 2010

inziva

bir hallerdeyim bu ara. öyle kötü haller değil, iyi de. ne desem, nasıl desem bilmiyorum. belki kafamı toplarım diye yazıyorum buraya da.

bir sürecin başındayım, başlayacağım ama nasıl bir değişim olacak belli değil daha. hani insan hisseder ya dengelerin değiştiğini.. sanki hükümet değişiyor da bundan sonraki hükümetin nasıl olacağı hakkında bir sürü spekülasyon var. öyle bir doğu avrupa durumları..



okulun bitecek olmasının heyecanı ve stresi birbirine girmiş durumda. üzerine araştırılacak, yazılacak birkaç makaleyi de ekleyince de şu oluyor: "çok işim var.stop.hiçbir şey yapamıyorum.stop.stopladım.stop." ilgimi azıcık olsun uyandırmayan konularda ne yapacağım bilmiyorum. çok az zamanım kaldı ama henüz bir çizik bile atamadım. onun yerine facebookta oyunlar oynuyor, internetten sezon sezon diziler izliyorum. kitap dahi okumuyorum. artık okuduklarım da sorumluluk yüklüyor sırtıma. madem okuyorum, işimi görecek şeyler okusam ya diye düşünüyorum.

motivasyonumun bunca düşeceği aklıma gelmezdi, kimsenin gelmezdi herhalde. geçen yıl üst sınıftan bir kızla otobüste yaptığım konuşma geldi aklıma. şimdi aynen o kızın durumundayım. neyime bu durumda olmak onu da bilmiyorum. çift anadal yapan ben değilim, notlar tavanda olan ben değilim. şu s.kindirik bölümde ortalama bir öğrenciyim..

okul bitince ne yapacağım? yüksek lisans, doktora, akademi.. off.. kim uğraşacak bunlarla? yine gönlümce okumalar yapamayacağım. yine ilgi alanlarıma vakit kalmayacak. yine ben, ben olamayacağım.. iyisi mi diyorum, bir işe gireyim ve çalışmaya başlayayım. şöyle 1-2 yıl çalışsam, uzaklaşsam üniversiteden, sonra geri dönerim belki. belki de yaşım geçer ve dönemem. ama bir şeyden eminim: akademinin o can sıkıcı hiyerarşisi, egosu ve çarpık düzeninden uzak kalacağım için daha özgün ve daha kendim olabilirim.



ikinci sınıftayken bir hayalim vardı. hayal diyorum, çünkü plan olacak kadar gerçekçi değil. imkansız değil belki ama şartlarımı biliyorum, olası değil.. ayda 300-400 lira bir gelirim olsa basar hindistan'a giderdim. evet, evet, çok değil. 300-400 lira işimi görür. belki ilk birkaç ay 500 lira gerekir. sonra ben de incik, boncuk yapmayı öğrenip turistlere satardım. bilemedin başka bir yolunu bulurdum para kazanmanın. hiç olmadı hint fakiri olurdum.

beynimi derin, derin kemiren düşünce bu: inziva.. bir yıl kadar uzaklaşmak istiyorum bu uygar dünyadan. yeni dünyalar, yeni insanlar tanımak istiyorum. hiç kimseyi tanımadığım  bir başka kültürde bir başka ozan kayra'yı bulmak istiyorum. ferrarisini satan bilge ayakları yapmıyorum, kusura bakmayın. hiç de sevmedim o kitabı. içdünyama dalıp, kimseye artistlik yapma niyetinde değilim. sadece kafamı doldurduğum bütün saçmalıkları atmak, yenilemek istiyorum. acil bir format yemeye ihtiyacım var.

şimdi gelelim yakın gelecek konusuna.. bu miskinlik halimin bitmesi gerek. sabahleyin uyandığımda kafamın üzerinde o ampul yansın artık. bir kıvılcım çaksın.. bir film geldi aklıma şimdi. adını hatırlamıyorum ama zui izlettirmişti. adam bir sabah uyanıp darmadağınık odasını topluyor, temizliyor, bir güzel kalıba oturtuyordu. buraya kadarı bana da uygun.. ama sonra, aynanın karşısında duruyor, bütün işlerini bitirmiş, ve yerler kandan kıpkırmızı.. bileklerini doğrayıp intihar ediyor.. tabi bu filmin başı. ironik bir şekilde cezalandırılıp intihar edenlere yeni bir şans verilen bir dünyaya yollanıyor.. al sana inziva!

8 comments:

Aynadaki Aksim said...

kendimi gördüm bu yazıda. yapma akademik kariyer falan. senin benim gibi insanlara fazla kasıntı. her sabah ayaklarımı sürüye sürüye gidiyorum. dönen tek muhabbet hırslar hırslar hırslar...

iç dünyana da dal gitsin arada, artistik falan değil bu. senden haberdar olup, görmediğin yerlere ışık tutar belki başkaları. bazen kendi zihnimizi de kapıyor korkular çünkü.

ah be ozan kayra ah! dünya bi giysi tutuşturmuş elimize, bedeni uymuyor. biz mi fazlayız, o mu fazla, bazen bu soruya bile cevap bulmak güç.

ama kafa karışıklığın okul bitse de, işe girsen de, hiçbişi yapmasan da devam edecek bana kalırsa çünkü içinde yaşadığımız sistem bu karmaşadan besleniyor.

anarşist yanıma gülümsemeyi öğrenebilsem basıp gideceğim. eğer çok çizersen gidelim lan Hindistan'a, harbiciyim bak. İnciğin boncuğun allahını yaparız beeeee.

offfff! çok iyi geldi bu yazı.

Ozan Kayra said...

kafa karışıklığı boynumun borcu dünyaya, o hep olacak zaten de çomak sokmasalar yeter bana.. =)
birkaç planım var. onları tamamlarsam giderim belki. hiç belli olmaz sağım solum.. beklerük.. =))

Ataşo said...

Şu önümüzdeki 5-6 ayı da hiçbir şey yapmadan stresle geçireceğiz olur da birileri gelip bizi kurtarmazsa :) Sonrasında etraftaki gözler bizden artık para kazanmamızı isteyecekler. Biz de onlara uğraşıyormuş gibi yapacağız ama aslında hiçbir şey yapmayacağız. Gerekli gereksiz her sınava, her işe başvuracağız ama hiçbir zaman istediğimizi elde edemeyeceğiz. İşe girsek bile uzun süreli çalışmayacağız. Yine kaset başa saracak, aynılarını tekrar yaşayacağız. Bir yandan askere gitmemizi isteyecekler. Zaman geçtikçe iyiden iyiye sıkışacağız. Artık her şey kontrolümüzden tamamen çıkacak ve sadece bize dayatılanları yapmak zorunda kalacağız. Bütün bunlar olurken eskisinden daha yalnız olacağımız kesin. Dost bildiklerimiz başka dünyalarda başka uğraşlar peşinde olacaklar...
Benim aklıma gelen, rüyalarıma giren en kötü gelecek senaryosu bu. Bu senaryoda da bile bir inzivaya çekilme durumu var aslında. Kalabalık içinde, stres altında, gelecek kaygısıyla, yalnız ne yapılabilir ki. Bahsettiğin filmdeki (Wristcutters: A Love Story :D) kadar rahat olsaydı keşke.

Karōshi said...

Wristcutters:)

beenmaya said...

hımmm ben de tez vakitte görüşülmesi gerek diye düşündüm :///

Ozan Kayra said...

@ataşo: yine bazı 'dost'larla, en azından, dirsek temasımız olur diye düşünüyorum/umuyorum. söylediğin gibi olmaması lazım. en azından 2016'dan sonra olsun, razıyım =)

@zui ve ataşo: bütün arkadaşlarım sazanmış da filmin adını yazmış.. =p

@maya: son görüşmemizdeki gazımda aksamalar var. yeniden programlanmaya ihtiyacım var belli ki =) ayrıca son görüşmemiz 1 yıl önce falandı sanki :S

Ataşo said...

Hadi ben sazanım filmi sana izleten Zui'den ne istiyorsun. Sana ne film ne de başka bir şey yok kendin bul kendin izle. O kadarda film tavsiye edip vermeyi düşünüyordum sana bak şimdi oldu mu böyle? "J"

Ozan Kayra said...

ama hep böyle birşeyler vaad edip üste çıkmaya yakışıyorsun. yakışmıyor lan sana! bastard! ;)