Tuesday 14 June 2011

günlerdir öyle tartışmalar yapılıyor ki.. gazeteler, televizyonlar, dost sohbetleri, facebook yorumları.. günlerdir öyle tartışmalar yapılıyor ki düşünüyorum. demokrasi deniyor. demokrasi diyorlar. demokrasi diyoruz. işte demokrasi. koyun sürüsü diyoruz; koyun, sürü, yobaz, cahil, eğitimsiz.. 'biz kimiz ki..' demeyeceğim. biz yazan ve düşünen insanlarız. bizler okuyoruz, izliyoruz. izlerken görüyoruz, istemli olarak. tanımımız bu olabilir. bizi ayıran gözümüzü boyamanın zor olması. özgür ve özgün düşünen bir azınlığız bu eğitimli grubun içinde belki. azınlığın içindeki azınlığız. birey olmamızı sağlayan her özelliğimize indikçe azınlık konumuna sokulabiliriz. öteki olabiliriz. birey olmanın başdöndürücülüğüne kapılabiliriz. kapılmayalım. ortak noktalarımızı bularak bir arada kalabileceğiz çünkü. neden bir arada yaşamak bu kadar önemli? milyarlarca insanın başka çaresi yok mu yani? hayır, yok. bu da başka bir yazının konusu olabilir. 


demokrat geçinen ben facebookta küfürler edip kovdum akp destekçisi insanları. insanlar diyorum, arkadaşlarım demiyorum. arkadaşlarımı düşüncelerine göre seçme hakkım var nasıl olsa. gelen yorumlardan birisi şöyle:


" ben de AKP'yi sevmiyorum biliyorsun ama bu yaptığın toplumsal kutuplaşmayı arttırmıyor mu sence?"


evet artırıyor. artırmalı. artırsa keşke. neyden ve neden korkuyoruz bu kadar? neden her muhalefet bizi iç savaş ortamına taşısın? demokrasi diye diye cami kapatanlar, bebekleri öldürenler şimdi kendi demokrasi anlayışlarından çekmiyor mu? ece temelkuran'ın söylediği gibi mazluma ne oldu da böyle zalim oldu? cevabı içinde ece hanım. evrensel ilke kendini gösterdi; sağ kalma mücadelesi.  çoğunluğun tiranlığı demokrası.. gerçek demokrasiyi şimdi yaşıyoruz ve hiçbirimiz demokrasiyi sevmiyoruz. kemalist rejimi mumla arıyoruz, alışmıştık ona. o da başarısızlığını çekiyor. orduyu beslemesinin ceremesi değil midir bu? ordu, eğitimsiz halkın tepesine binsin.. şimdi o eğitimsiz halk ordunun tepesine biniyor. iyi mi oluyor? bilmiyorum. olan şey hoşuma gitmiyor. bu halk hoşuma gitmiyor. bu din hoşuma gitmiyor. islamlaşmak hoşuma gitmiyor. ılımlı olup orta yolu bulmaya çalışmanın zamanı değil artık.


şimdi, tam da buradan ilan ediyorum ki artık ılımlı olmayacağım, öyle değilim. 


ben ateistim.


ben eşcinselim.


ben işsizim.


ben ezilenim.


ben özgürlükçüyüm.


'ben'lere karşı olan herkesin karşısındayım. 'biz'in içinde 'ben' olamayan kimseye kabulüm yok.

9 comments:

Vladimir said...

Demokrasinin ülkemizde uygulaması biraz yanlış değil mi? Cehaletin hüküm sürdüğü, halkın cahil tutulmasının prim yaptığı bir ortamdane kadar demokrasi vardır? İnsanlar oylarını neye bakarak veriyorlar? Futbol takımı tutar gibi parti oylanıyor. Çok saçma. Sİnirleniyorum buna demokrasi denmesine. Sİnirlenip sinirlenip oturuyorum oturduğum yerde. :)

Anonymous said...

Niye yaşıyorsun diye sorup durdum ben de kendime bugün.Sabah sabah...Tv de dönüp duran türküye bile tahammülüm yok.Kanal değiştiriyorum her seferinde.Anladım ki kendi şefkatimi kendimden esirgiyorum.Güldüm halime,karşı gruptan nazımın geçtiği her arkadaşımı avizeniz hayırlı olsun diye kahkaha atarak kutlamaktan başka yapacak bir şeyim yoktu.Tatile girdim ben de.Kızmaya ara verip şefkat gösterin azıcık kendinize desem bir şaplak da ben mi yerim bilmem.

Anonymous said...

Niye yaşıyorsun diye sorup durdum ben de kendime bugün.Sabah sabah...Tv de dönüp duran türküye bile tahammülüm yok.Kanal değiştiriyorum her seferinde.Anladım ki kendi şefkatimi kendimden esirgiyorum.Güldüm halime,karşı gruptan nazımın geçtiği her arkadaşımı avizeniz hayırlı olsun diye kahkaha atarak kutlamaktan başka yapacak bir şeyim yoktu.Tatile girdim ben de.Kızmaya ara verip şefkat gösterin azıcık kendinize desem bir şaplak da ben mi yerim bilmem.

Ozan Kayra said...

@vladimir:

kemalist rejimin b.k yemesi bunlar. demokrasi bir model değil talep olabilir. onu da bir seviyeye gelmiş insan kitlesi talep edebilir ancak..

@anonymous/anonim:

tatil hakkımız yok. dün dayıma ateist olduğumu söyledim. artık orta yolcu olmamalıyız. neysek o olalım ki demokrasiyi nasıl çarpıtıyorlar görsün herkes. nasıl işkembeden attıklarını sınırlarını zorlayarak ifşa etmek lazım. hatta daha ileri gitmeli..

silencio said...

Merhaba, kendini "büyük nitelikleri olmayan" biri olarak çok saygıdeğer bir biçimde mütevazi olarak ifade eden biri için, oldukça nitelikli ve samimi bir yazı bu. Her zamankinden daha çok ayakta olma ve kendini görünür kılma zamanları olsa gerek şimdi. Kendini gerçek yapmış bir insan yeterince "çok" olabilir çünkü. Gerçeğiz, buradayız ve her şeyden önemlisi çok fazlayız. Saygılar.

Karōshi said...

Bugün bizim/sizin üniversitenin bir çalışanı ile: "Artık tolerans göstermeyeceğim hissine yol açtım içimde; bıraktım açılsın yol ve evet ben de artık ayrım yapacağım.." diye ortak bir şeyi dile getirdik... ki sen bilirsin ne kadar da "O da iyi... bu da iyi.. yok öyle demeyelim.. "vs diye barışçıl olmaya çalıştım ben hep.. ama şimdi duygularımızı bölen bir şey yaşıyoruz.. bizi akıl yolunda ayıran ayıran bir şey.. Bölücülükse söz konusu.. beni iyi böldüler.. bizi diyemeyeceğim.. çünkü artık biz kim bilemiyorum Ozan'ım Kayra'm.

Ozan Kayra said...

çok büyük nitelikleri olmayan sıradan biriyim diyen biri olarak hiç olmadığımı mı söylemem gerekiyor ki? ne olduğumu biliyorum, seninle (sen diyorum, siz kalıplarını sizin lideriniz unutturdu) 'aman şöyle', 'aman böyle' diye açıklamalar yaparak konuşacak değilim. beğenmeyen gider. hatta 'siktirir gider' de derim ama bu dilinize pelesenk vermek olur. yazıyı biraz daha iyi anla ve gör ki 'çoğunluğun tiranlığı' denen demokrasi sikimde değil. (temsili demokrsiden bahsediyorum, bilmezsin belki farkını) aklın ve mantığın yolu neyse odur. daha da önemlisi bana yaşama alanı sağlayan neyse o. o kadar.

silencio said...

Yanlış anlaşmayı düzeltmek istediğim için diyorum ki hemen; söylediğim şey, bir insanın tek başına ve de az görünür olması yanılsamasına rağmen, aslında dünya için "çok" olabileceğidir. Sizin gibi ses üreten insanları olumlamak içindi. Yoksa görünürdeki nitelikten yoksun bırakılmış kitlenin çokluğu değil sözünü ettiğim.

Tabi söylememe gerek yok bu cümleden sonra; bir liderim yok ama görece belirsiz,patika bir yola (duble yollar(!) değil sözünü ettiğim) taşları dizmiş ideologlarım ve onların yalnızlıkları ölçüsünde "çok" olan öyküleri var.
Saygıyla.

Ozan Kayra said...

sanırım bir özür dilemem gerekiyor öfkeyle kalktığım içim. özür dilerim. saygınıza bilmukabele ederim.